
2025 baharında dünya şaşırtıcı bir doğa olayına tanıklık etti. Türkiye’den Avrupa’ya, Afrika’dan Çin’e kadar milyonlarca insan gökyüzünde alışılmadık renkli ışıklar gözlemledi. Bu olağandışı fenomen, bilim çevreleri tarafından “güneş fırtınasının etkisiyle oluşan kutup ışıkları” olarak tanımlandı. Ancak bazıları için bu açıklama yeterli değildi. Bu olayın ardında, binlerce yıl öncesinden gelen kehanetlerin gölgesi olduğuna inananlar vardı.

NASA ve diğer bilim kuruluşları, bu renkli ışıkların, Güneş’te yaşanan büyük bir patlamanın ardından oluşan jeomanyetik fırtına sonucu meydana geldiğini duyurdu. Normalde yalnızca kutup bölgelerinde görülebilen bu aurora ışıkları, bu kez alışılmadık şekilde dünyanın birçok yerinden gözlemlendi.
Bazı bölgelerde cep telefonlarının çekmediği, GPS sistemlerinde geçici arızalar yaşandığı, hatta uyduların sinyal kaybettiği bildirildi. Tüm bunlar, bu olayın sıradan bir doğa olayı olmadığını düşünenler için şüpheleri daha da artırdı.

Birçok kutsal metin ve kadim kehanet, gökyüzünde meydana gelecek olağanüstü olayların büyük değişimlerin habercisi olacağını söyler. 2025’te yaşanan bu olay, özellikle bu metinlere inananlar tarafından bir “göksel uyarı” olarak değerlendirildi.
“Büyük depremler, kıtlıklar ve salgınlar olacak. Gökte korkunç olaylar ve büyük alametler görülecek.”
Bu ayet, gökyüzünde görülen ışıkları “büyük alametler” olarak yorumlayanlar için güçlü bir dayanak oluşturdu.
“Gökte dönen ışıklı yaratıklar gördüm, iç içe çemberler, ateş çarkları…”
Hezekiel’in gördüğü şeyin kuzey ışıkları olabileceği veya daha fazlasını işaret ettiği düşünülüyor.
“Gökte yedi ışık belirecek, her biri bir sırrı açacak.”
Aurora’nın yedi ana renkte oluşması ve dünyanın farklı yerlerinde ortaya çıkması, bu kadim bilgilerin yeniden gündeme gelmesine neden oldu.
“Gökyüzü yandığında halk diz çökecek, ama gelenler Tanrı olmayacak.”
Bu söz, gökyüzünde görülen ışıkların ilahi değil, başka varlıklara ait olabileceği şüphesini doğurdu.
“Gökyüzü yarıldığında…”
Kuran’daki bu ifade, aurora ışıklarının gökyüzünü adeta çatlamış gibi göstermesiyle yeniden tartışma konusu oldu.
Amatör telsizcilerin bazı bölgelerde daha önce duyulmamış sinyaller kaydettiği iddia edildi. Bu sinyallerde düzenli ritimler olduğu ve anlamlandırılamayan frekanslar içerdiği belirtildi. Bazı komplo araştırmacılarına göre bu sesler, başka varlıklardan gelen mesajların bir parçası olabilir.
Birçok ülkede bu olayın medyada yeterince yer bulmaması, bazı uçuşların iptal edilmesi veya rotalarının değiştirilmesi, olayın arka planında daha fazlasının olabileceği şüphelerini doğurdu. NASA’nın bu konuya dair yalnızca kısa bir blog yazısıyla yetinmesi de dikkat çekici bulundu.
Tüm bu olaylar, bazıları için bir “uyanış”, bazıları içinse bir “uyarı” niteliği taşıyor. Auroraların sadece doğa olayları olmadığını düşünenlere göre bu ışıklar, kadim kehanetlerde belirtilen “gökteki kapılar”ın açıldığının işareti olabilir. Ve bu kapılardan geçecek olanların kim olduğu henüz bilinmiyor.
Gökyüzünde beliren renkli ışıklar, sadece bilimsel bir olay mıydı yoksa binlerce yıl önce yazılmış metinlerdeki uyarıların bir tezahürü mü? Belki de her ikisi…
Ama bir şey kesin: 2025’in gökyüzü, insanlık tarihinin en gizemli anlarından biri olarak kayda geçti.
Mutlaka seyretmeniz gereken, Kuzey ışıklarının anlatımı, görüntüleri ve kuzey ışıkları hakkındaki iddialar aşağıdaki videoda.