Eylül 1996 da Güney Peru’nun Hayu Marca dağlık bölgesinde kayalar üzerine kazınmış gizemli dev bir kapı figürü keşfedildi. Hayu Marca, Puno şehir merkezine 35 kilometre uzaklıkta bulunan ve bölgede yaşayan yerli halk tarafından “Tanrılar Şehri” olarak nitelendirilip saygı duyulan bu özel bölge engebeli dağlık arazi nedeniyle uzun zamandır keşfedilememiştir.
Bölge henüz keşfedilmiş olmasına rağmen yerlilerce inşa edilmiş bu sıradışı yapılar günümüz yapılarına ve gelişmiş kentsel projelere şaşırtıcı biçimde benzemektedir.
Bu oyma kapı, yerlilerce “Puerta de Hayu Marca” (Tanrıların / Ruhlar Kapısı) olarak adlandırılmaktadır. Kapı 7 metre genişliğinde 7 metre yüksekliğinde doğal bir kaya yüzüne oyulmuştur. Bu devasa yüksekliğe ve genişliğe sahip kirişin hemen içerisinde 2 metreye yakın ikinci bir kapı oyması yer almaktadır. Bu devasa yapı o bölgede doğa yürüyüşü yapan Jose Luis Delgado Mamani ilk defa fark etmiştir. 2 Metrelik bu ikinci kapı oymasının hemen merkezinde küçük bir oyuk kapı kulpu gibi durmaktadır.
Kapıyı ilk defa görüp keşfeden Mamani yerel basın ile yaptığı bir röportajda şunları söyledi.
“İlk defa bu yapıyı gördüğümde aklımı kaçırcam sandım…” “Ben yıllardır, defalarca rüyamda böyle bir yapının hayalini görüyordum, Sanki rüya içinde rüya gibiydi. Rüyamda dev bir kapıyı ve ona giden pembe mermer döşemeli yolu, pembe mermer heykellerini rahatlıkla seçebiliyordum. Bu yolu yürüdükçe küçük kapı açık bir halde parıldayarak başka bir aleme açılan bir tünel gibi karşımda duruyordu. Derinlerden gelen mavi parlak bir ışık etrafı aydınlatıyordu. Ben bu rüyalarımı ailemle de bir çok defalar paylaştım ve yorumlamaya çalıştık. Ve bir gün rüyalarımdaki bu kapı sonunda karşıma çıktı. Sanki o an o kapıyı görmek benim için Tanrıdan gelen bir vahiy gibiydi .. Böyle garip bir olayı yaşamak oldukça ilginçti” dedi.
Arkeoloji ne diyor
1996 yılının başlarında keşfedilen bu kapı keşfedildikten hemen sonra, Mamani, Puno, La Paz ve Lima gibi arkeoloji otoriteleri ile temasa geçilmesiyle kısa bir süre içinde arkeologlar ve İnka tarihçileri ile kuşatıldı. Yapılan araştırma ve incelemeler ilerledikçe yerli, halkta bu konu ile ilgili efsanelerini, bilgilerini bölgeye akın eden araştırmacılar ile paylaşmaya başladılar.
Bu bölgenin yerlileri ile konuştukça bu yapının “Tanrıların toprakları için bir ağ geçidi” olduğu ifadeleri ortaya çıkmaktaydı. Efsanelerden birinde “Çok uzun bir zaman önce büyük kahramanların, yeni görkemli bir yaşam ve ölümsüzlük kazanmak, tanrılara katılmak için bu kapıdan geçip gittikleri” anlatılmaktaydı.
Bir başka Peru efsanesine göre de
“İspanyol gezginlerin Peru’ya ilk adım attıkları zaman altın ve değerli taşları İnka kabilelerinden zorla yağmalayarak aldıkları sırada, Yedi ışın tapınağında Aramu Maru isimli bir rahip bir şafak vakti tapınakça kutsal sayılan bir altın diski “yedi ışınları – Tanrıların anahtarı” İspanyollardan kaçırarak Hayu Marca dağlarına sakladı. Onu izleyen rahiplerde yanına geldiklerinde Aramu Maru onlara tanrıların anahtarını gösterdi. Yapılan ufak bir ritüel sonrasında bir ışık portalı açıldı.
Altın bir disk tarafından açılan bu büyülü mavi ışık tüneli önünde duran şaman rahipleri olayı şaşkınlık içinde izlerken efsaneye göre; Rahip Aramu Maru elindeki bu altın diski diğer rahiplere verdikten sonra bu ışığın içine girerek bir daha hiç görünmemek üzere ortadan kayboldu”
Arkeologlar kapı üzerinde hemen sağ tarafında bulunan bir yumruk büyüklüğündeki daire biçimli oyuğun içine yine aynı daire biçimli bir disk yerleştirildiğinde böyle bir düzeneğin harekete geçirilmiş olabileceğini düşünmekteler.
Yıldız Vizyonları ve Enerji alanları
Bu sıradışı antik yapıyı ziyarete gelip ona dokunanların neredeyse tamamı bu dokunuşları anında enteresan şeyler hissedip, garip deneyimler yaşadıklarını ifade edilmiştirler. Kimileri o an gözlerinin önüne gelen yıldız ve uzay vizyonlarından bahsederken kimileri ise vücutlarına akan büyük bir enerji ve duygu yoğunluğu olduğundan kimileri ise alışılmadık ritmik müzik sesleri işittiklerinden bahsetmekteler.
Bazı bilim çevreleri, bu olayların tamamen hayal ürünü olduğunu söyleseler de, diğer bir çok bilim adamı sonik tarayıcılarla yaptıkları incelemelerde gördüler ki kapının hemen arkasında iç içe geçmiş yapıların olduğu izlenimi veren bir oluşum bulunduğunu saptadılar.
Benzer yapılara daha önce Tiahuanaco ve Titicaca, yaylası ve gölü civarında da rastlanmıştı. Bu ilginç yapılar inkar edilemez birer geçiş noktası özellikleri göstermekteydiler. Yalnız gökyüzünden görülen uzun geometrik çizgiler, Güneş kapısı anıtı, piramitler, yazıtlar, enerji merkezleri ve tür yıldız geçitleri buralarda sandığımız ve bildiğimizden çok öte gizemlerin sırların olduğunu bizlere işaret etmektedir.
Özellikle son 20 yıl içinde Peru ve Titicaca Gölü civarından gelen haberlerde oldukça büyük bir UFO faaliyeti olduğunu göstermiştir. Rapor edilen ihbarların çoğu mavi küre biçimli ve parlak disklerin bu bölge üzerinde sıklıkla gözlemlendiği yönündedir.
Yukarıda sözü edilen efsane bir kehanet ile son bulur
“Bir gün tanrıların kapısı açılacak ” pek çok kez …” ve tanrılar geri dönecekler güneş gemileri ile…”
İlk yorum yapan siz olun