Erkeklerin doğdukları andan itibaren nüfusun yarısına kıyasla daha erken ölecekleri bellidir. Nedeni cinsiyetleridir. Erkek oldukları için kadınlardan ortalama üç yıl daha az yaşayacaklardır.
Bu konudaki ilk kanılardan biri erkeklerin ağır çalışma koşullarından dolayı erken ölmeleriydi. Madenlerde çalışan, toprağı ekip biçen erkek, vücuduna ekstra yükleniyor ve bunun etkilerini yıllar ilerledikçe görüyordu. Fakat sorun bu olsaydı artık erkeklerin ve kadınların benzer koşullarda çalıştığı bir dönemde aradaki farkın kapanıyor olması gerekirdi.
Oysa toplumda büyük değişimler yaşanmasına rağmen kadınlarla erkekler arasındaki ortalama ömür uzunluğu farkı aynı kaldı. Örneğin İsveç’te 1800’de yaş ortalaması kadınlar için 33, erkekler için 31 iken bugün sırasıyla 83,5 ve 79,5’tur. Yani her iki durumda da kadınlar erkeklerden yüzde 5 daha uzun yaşıyor.
Bugüne değin bazı araştırmalar kadınlar lehine biyolojik avantajlara odaklanırken diğerleri sosyal etkenlere vurgu yaptı. ABD, Almanya ve Danimarka’dan bilim insanlarının ölüm oranlarının çok yüksek olduğu açlık, kölelik, salgın hastalıkların pençesindeki toplumlarla ilgili yaptığı araştırma, bu vahim durumlarda bile kadınların erkeklerden daha uzun yaşadığını ortaya koydu.
Biyolojik Temelli, Çünkü Kız Bebekler Daha Dayanıklı
Araştırmaya göre kadınların avantajı, temelde, erkek ve kız bebekler arasındaki ölüm oranları arasındaki farka dayanıyor. Çok sert koşullarda kız bebeklerin hayatta kalma oranı, erkek bebeklerden daha yüksek. Bebeklik döneminde davranışsal ve toplumsal farklılıklar en az düzeyde. Bu ve aynı şartlarda her yerde bu sonucun alınması, kadınların hayatta kalma avantajının, biyolojik temellerinin daha sağlam olmasından kaynaklandığı görüşünü destekliyor. Bununla birlikte uzun vadede biyolojik, çevresel ve toplumsal etkenlerin karmaşık bir etkileşimiyle biçimlendiği de belirtiliyor.
Trinidad, İzlanda, İrlanda, İsveç, Ukrayna…
Araştırma, çok büyük zorluklara maruz kaldıkları dönemdeki 7 nüfus topluluğunu merceğe aldı. Örneğin Trinidad Adası’ndaki 1498-1807 yılları arasındaki köle ticareti, ABD’de 1800’lerdeki kölelik dönemi, İzlanda’daki kızamık salgını ve İrlanda, İsveç ve Ukrayna’daki kıtlık ve açlık dönemleri.
Her Yerde Aynı Sonuç
Bu dönemlerde bu toplumlardaki ömür sürelerini inceleyen bilim insanları, Trinidad hariç diğer tüm yerlerde kadınların erkeklerden daha uzun yaşadığını saptadı. Trinidad’da bile erkeklerin ölüm oranları kadınlardan fazlaydı. İnceleme sayesinde İrlanda’da 1845-1849 yılları arasındaki kıtlık döneminde erkeklerin ortalama 17-18 yaşına kadar, kadınların 22 yaşına kadar yaşadığı belirlendi.
Hormonların Etkisi
Bilim insanlarına göre iki cinsiyet arasındaki ömür farklılıklarının nedeni, kadınların biyolojik yapısının daha farklı olmasından kaynaklanıyor. Erkeklerin ömrünün daha az olmasının bağışık sisteminin bozulmasına yol açan testestoron hormonundan kaynaklanıyor olabileceği, kadınlık hormonu olarak bilinen östorojenin ise iyileştirici etkisinin bulunduğu, bulaşıcı hastalıklara karşı bağışıklığı güçlendirdiği belirtildi.
İlk yorum yapan siz olun