İlk kez İnkalar tarafından yetiştirilen patetesin yaygınlaşıp mutfaklarımıza girmesi yüzlerce yıla yayılmıştır… Dünya tarihinde patatesin şapkasıda var, savaş esirlerine yemek olarak verilmeside. Hatta Patates üretimi durduğu için kıtlıktan ölenler de var… Hadi Patatesin öyküsüne bir gözatalım.
Tarihi araştırmalar, Amerika kıtasının güneyinde bulunan And Dağları’nın, patatesin anavatanı olduğunu gösteriyor. Amerika’nın keşfiyle Avrupa’ya açılan patates, ilk kez ayak bastığı bu topraklarda ne yazık ki yeteri kadar ilgi görmüyor. Fransa Kralı patatesi yemek yerine şapkasına takarken; Almanlar sadece domuz yemi olarak kullanıyor. Bir dönem yalnızca savaş esirlerine yedirilen patatesin talihi Fransız İhtilali ile dönüyor.
Avrupa’da kıtlık dönemi… Kıtlıkla birlikte, Fransız subay ve kimyacı Antoine-Augustin Parmentier, patates üzerine geniş çaplı araştırmalar yapmaya başlıyor. Fransa Kralı’nın tahsis ettiği tarlalarda patates üretimi yapan Parmentier, patatesin zehirli ve cüzzama neden olan bir bitki olmadığını kanıtlayınca, adeta halkı kıtlıktan kurtaran bir kahramana dönüşüyor.
Bu yanlış algının yıkılmasıyla birlikte dünya üzerindeki patates tüketimi ve sevgisi giderek artıyor. Van Gogh’un 1885 yılında yaptığı Patates Yiyenler tablosu, patatesin toplumdaki yerini gösteren güzel bir örnek.
İlk yorum yapan siz olun