Dünyanın tanınmış elmaslarının birer tarihçesi, macerası vardır. Bu arada bazıları kanlı ve uğursuz olarak meşhurdurlar. Türk hâzinesinde Kaşıkçı Elması diye anılan kıymetli taşın hikâyesini, on sekizinci asrın m üverrihlerinden Raşit, şöylece naklediyor;
1669 yılında İstanbulda Eğrikapı çöplüğünde dolaşan baldırıçıplak takımından bir adam bir yuvarlak taş bulur.. Bir yaymacı kaşıkçıya giderek üç tahta kaşığa değişir…
Kaşıkçı götürür, bu taşı bir kuyumcuya on akçaya satar. Kuyumcu taşı
arkadaşlarından birine gösterir; kıymetli bir elmas olduğu anlaşılınca beriki sus payı ister … Aralarında kavga çıkar … Mesele Kuyumcubaşıya akseder.
Kuyumcubaşı kavgacıların eline birer kese akçe vererek taşı alır… Fakat bu sefer de vakayı Sadrazam Köprülüzade Fazıl Ahmet Paşa duyar, taşı kendisi için satın almağa hazırlanırken mesele Padişaha akseder.
Dördüncü Mehmet, Bir Hattı Hümayun ile elması Sarayı Hümayuna getirtir ve Saray elmas traşına verilir. Eğrikapı çöplüğünde bulunan taş işlenince meydana 48 kratlık nadide bir elmas çıkar …
Kuyumcubaşıya Kapıcıbaşılık rütbesiyle bir kese bahşiş ihsan olunur. Kaşıkçı Elmasının Eğrikapı çöplüğüne nasıl düştüğü tarihin bir sırrı olarak kalmıştır.
İlk yorum yapan siz olun