İnsanlar gibi yemek yiyen, evlenen, çocukları olduğu söylenen ve çok farlı alemlerde olan cinler nasıl aşık olur? Cinler insanlara aşık olabilir mi, kadın ya da erkek cin var mıdır? Aşık olan cin nasıl gideri neler yapılmalı hangi dualar ya da psikolojik yardımlar alınmalı?
Cinler insanlara nasıl aşık olur, aşık cinin aşık olması ve gitmesi nasıl anlaşılır? Cinler, gözle göremediğimiz ama varlıklarını da inkar edemediğimiz, farklı bir alemde yaşayan, bizim göremediğimiz ama onların bizi gördüğü varlıklar. Peki hep duyduğumuz ‘cinin musallat olması’ durumu hangi olaylarda meydana gelir? Cinler, insanları korkutmayı, vesvese ve şüpheye düşürmeyi, aciz ve çaresiz bırakmayı severler, kendilerine yalvarılmasından hoşlanırlar. Halef, selef meselesi bu konuda tesirli bir sebeptir. Yani, insan yaratılmadan evvel yeryüzünde cinlerin hakimiyeti vardı. Mantık, muhakeme, iz’andan uzak cin toplulukları yeryüzünü fesat ve savaşa boğdular. Sonra üzerlerine halife olarak insan geldi. Kafir cinler insanlara rahatsızlık verirken bu zarar insanın bünyesine, yapısına göre değişir. Yoksa cinler, her insana gidip zarar veremez.
Cin, insana tasallut edince, onu korku, ürperti hisleriyle sefahat ve kötü alışkanlıklara sevk eder. Yani, sıkıntı ve korku, endişe ve ürperti ile insan ibadeti terk eder; içkiye, kötü alışkanlıklara, intihar etme duygusuna müptela olur. Böyle bir cin tasallutuna maruz kalan kişiler, eğer iyi niyetli, ihlaslı ve metafizik aleme kabiliyeti olan kişilere rast gelirse, Allah’ın (c.c.) izniyle şifa bulabilir. Sadece dindar olmak yeterli değildir; bazı medyumluk kabiliyetlerinin de olması gerekir. Bu olayların hepsi ilmidir. Ayrıca tılsımat-ı Kur’aniye, ehil kimseler vasıtasıyla cinlerin tasallutuna uğramış insanlara yardımcı olabilir.
Cinin zararsız hâle getirilmesi mümkün müdür? Evet, mümkündür. Zira cinin başka yere kaçmaması, medyumluk kabiliyeti olan kişinin gözlerinin hüneriyle sağlanır. Ancak buradaki maddi gözümüz değildir. Çünkü biz cinleri, beş duyu organımızdan biri olan göz ile göremeyiz. Manyetik akım, el, göz ve nefesten farklı farklı frekansta çıkar. Gözden çıkan bir şua, cini olduğu yerde sabitler, kımıldayamaz hâle getirir; cini bulunduğu yere âdeta mıhlar. Belki cin çeşitli kılıklara girebilir, korku ve ürperti veren görüntü gösterebilir, ama insanın bu konudaki üstünlüğü tartışılmaz. İnsanlar arasında meşhur “göz hapsi” deyimi tam bu hadise için geçerlidir.
Cinler insanlardan ancak şu dört halde hoşlanır. Aşırı öfke, aşırı korku, nefsin aşırı isteklerine düşkünlüğü ve aşırı gaflet. Yine Vahid Abdusselam Balinin eserine göre Cin’in insanı çarpmasının diğer hastalıklar gibi kendine has belirtileri vardır. Bu endişeyle onlara ‘cin’ demektense ‘üç harfli’ demeyi yeğleriz. Adını andığımızda yanı başımızda belireceklerine inanırız. Aslında bu varlıkların evlenmeleri, yemek yemeleri, ibadet etmeleri gibi insanlara benzeyen birçok özelliği var.
Ancak aramızda ince bir fark var. Biz onları göremezken, onlar bizi görüp, etkileyebiliyor. Dolayısıyla sadece isimlerinin anıldığı yerde değil her yerde olabilirler. Yani cin değil, üç harfli diyerek sadece psikolojimizi rahatlatmış oluyoruz.
ÇARPILMANIN UYANIKLIK HALiNDEKi BELiRTiLERi – Devamlı baş ağrısı, ancak bunun şartı vardır. Bu ağrının sebebi, göz, kulak, burun, boğaz veya midedeki bir hastalıktan olmamalı.
Yüz çevirmek, Bu. Allah’ı zikirden ve namaz, oruç gibi farz ibadetlerden yüz çevirmektir. – Dağınıklık. Bundan maksat, zihni dağınıklıktır.
Tembellik. Bu durumdaki kişi hiçbir şey yapmak istemez.
İlk yorum yapan siz olun