Mart 28, 2024

AĞLAYAN ÇINAR – MEHMET VE ELENİ. HÜZÜN DOLU AŞK.

Bursa’nın en huzur dolu köşelerinden birinde, gözü yaşlı bir aşk efsanesi saklı… kavuşamayan iki aşığın yasını tutan ulu bir çınar, bugün hâlâ onlar için ağlıyor.

Adını gövdesinden akan suyundan alan çınarın efsanesi, eski adıyla Apolyont şimdiki adıyla Gölyazı’da Rumlar ve Türkler birlikte yaşadığı yıllara dayanıyor.

Çınarın arkalarından gözyaşı döktüğü aşıklar, yakışıklı Türk genci Mehmet ve güzeller güzeli Rum kızı Eleni bu barış dolu ortamda, çocukluklarından itibaren hiç ayrılmadan büyüdüler. Ancak bu iki millet arasında başlayan düşmanlık aralarına girdi. Rum köyleri boşaltıldı ve burada bulunan Rumlar ile Selanik’te bulunan Türklerin yer değiştirmesine karar verildi.

Mehmet, Göç için yola çıkan Rumlar arasında sevgilisi Eleni’nin de olduğunu öğrenince kendini yollara vurdu ve onu aramaya başladı.
Eleni’nin ağabeyi Yorgi, Mehmet’in yolunu kesip artık kardeşliğin bittiğini, sonsuza kadar sürecek bir düşmanlığın başladığını söyleyerek, Eleni’ye ulaşmasına engel olmak istedi.
Mehmet sözünden dönmeyi, aşkından vazgeçmeyi kabul etmedi.

Bir anlık öfkesine yenilen Yorgi, Mehmet’i bıçaklıyarak kanlar içinde olduğu yerde bıraktı. Mehmet son gücünü, Eleni’siyle gizli gizli buluştuğu çınara varmak için kullandı ve çınarın oyuğuna sevgilisi için bir not yazdı. Kanıyla yazdığı notta “Canım sevdiğim, sonsuza dek seni burada bekleyeceğim” diyordu.
Eleni olanlardan habersiz konvoyda ailesiyle birlikte ilerlerken, sırdaşı Penelopi’den olanları öğrendi.

Konvoydan ayrılıp Mehmet’i bulmak için ilk aklına gelen yer olan çınarın yanına gitti. Mehmet’in ölü bedenine son kez sarıldı, notunu okudu ve gizli buluşma yerleri, aşklarını şahidi olan bu çınarın altında canına kıydı. Çınara ise onların hikâyesini geleceğe taşımak ve sonsuza dek onlar için gözyaşı dökmek kalmıştı.

Bugün Gölyazı Köyü’nün meydanında bulunan ve uluslararası anıt-ağaç işareti taşıyan çınarın çevresinde balık lokantaları ve çay bahçeleri yer alıyor. Tam karşısında olan “Sevgi Pınarı” çeşmesi.
Gölyazı halkının da özenle baktığı, çay bahçesinin içinde bulunan çınarın içinde birkaç kişi sığacak kadar büyük bir oyuğu var. Çınarın yan yatmış dallarından biri, bölgenin halkı tarafından taştan bir ayak yapılarak desteklenmiş ve dalın içine bir boru aracılığı ile su veriliyor. Dalın altında oluşan havuz da buradan akan su ile besleniyor.

Ağlayan Çınar, hiç durmadan akan sularla genç yaşta ölüme teslim olan bir aşkın dört mevsimini yaşatıyor. Yazın Gölyazı’daki yüzlerce çeşit kuşa eşlik edip, onlarla birlikte aşk şarkıları söylüyor; hazan mevsiminde yarım kalan aşkın hüznüne kapılıp çaresiz aşıkların ardından gözyaşlarını akıtıyor…

ALINTI
Dergi bursa

Bir Cevap Yazın