Hikaye 1880 lerde başlar. Zengin ve meraklı 4 İngiliz genci Güney Mısır da El-Uksur olarak bilinen şehrin yakınlarında kazı yapmaktadırlar. Bu kazı esnasında bir kadın mumyası ve tabut tahtasını bulurlar. Maceraperest ve kâşif olan Douglas Murray’da bu 4 gençten biridir. Bulunan mumyanın eski mısır Amen-Ra tapınaklarının rahibelerinden biri olduğunu düşünürler.
Mumyayı buldukların andan itibaren 4 ingiliz gencinin her birinin başlarına tuhaf felaketler gelmeye başlar. Önce birisi çölde kaybolur, bir daha haber alınamaz. Bir diğerine hizmetçisi birdenbire saldırır ve yaralar. Hizmetçi bunu neden yaptığını açıklayamaz.
Bunlardan sonra İngiliz gençler mumyayı da alıp İngiltere’ye dönerler. Ama tuhaf felaketler devam eder. İçlerinden birinin tüm malvarlığının bulunduğu banka iflas eder. Gençlerden biri olan Douglas Murray tüm olanları Mısır’dan getirdikleri mumyaya bağlar. Mumyayı Londra’da Mrs. Warwic Hunt’a satar. Ama Douglas Murray da felaket zincirinden kurtulamaz. Ard arda ağır sağlık sorunları yaşar ve tüm servetini sağlığına kavuşmak için harcar.
Mumyayı satın alan Mrs. Warwic Hunt da tanımlayan sağlık sorunları yaşamaya, tuhaf sesler duymaya başlar. Evlerinde yangın çıkar, kızkardeşi kazada yaralanır. Son derece tedirgin olan ve mumya da kötü güçler olduğuna inanan Mrs. Warwic Hunt mumyayı British Museum’a bağışlar. Mumya müzeye taşınırken, taşıyan işçilerin üzerine düşer ve işçiler basit yaralar alır. Buna rağmen birkaç gün içinde birisi hiç beklenmeden ölür.
British Museum da Mısır bölümüne yerleştirilen mumya Şanssız Prenses adı ile anılmaya başlar. Gece bekçileri mumyadan çekiç ve ağlama sesleri geldiğini ifade ederek istifa ederler. Bu sesleri duyan bekçilerden biri de birdenbire ölümce mumya British Museum’da depoya alınır. Bu esnada bir müze görevlisi gizlice mumyanın fotoğrafını çeker. Fotoğrafı tap ettirdiğinde karşısında korkunç bir yüz görür, panikle eve koşar ve yatak odasına girerek tek kurşunla intihar eder.
British Museum da halen Şanssız Prenses ‘in sadece tabut parçası ve tahta lahitti sergilenmeye devam etmektedir. . British Museum temizliğini bile yaptıramadığı mumyayı açık arttırmada bir koleksiyoncuya satar. Koleksiyoncu ünlü medyum Madam Helena Blavatsky’yi mumyayı görmesi için davet eder. Medyum mumyada çok güçlü kötü frekanslar olduğunu, bu şeytani güçleri mumyadan uzaklaştırmasının mümkün olmadığını söyler. Koleksiyoncuya bu mumyadan derhal kurtulmasını tavsiye eder.
Giderek ünü artan Şanssız Prenses Amen-Ra Amerikalı ünlü arkeolog William T.Stead tarafından satın alınır. Mumya ile özel olarak ilgilenmek isteyen arkeolog, satın aldığı mumyayı ülkesi Amerika’ya götürmek için çok uğraşır. Ama gemiler mumyayı almak istemezler. Ünlü arkeolog bunun üzerine bir otomobil içine gizlediği mumyayı Amerika’ya getirmek için ilk New york seferine hazırlanan büyük transatlantik Titanic’e yükler. Titanic Amerika’ya gitmek üzere okyanusa açılır. Sonrası malum…
İlk yorum yapan siz olun