Anakronizm, herhangi bir olay ya da varlığın içinde bulunduğu zaman dilimi (dönem) ile kronolojik açıdan uyumsuz olması anlamına geliyor.
Özellikle edebiyat ve sanatta, genellikle eserin geçtiği tarihi döneme ait olmayan varlıkları ve uygulamaları belirtmek için kullanılır. Yunancadaki “karşısında” anlamına gelen ανά ile “zaman” anlamına gelen χρόνος kelimelerinin birleştirilmesiyle oluşturulan kavram, Türkçeye Fransızca anachronisme sözcüğünden geçti.
SİNEMADA ANAKRONİZM
1987 yapımı Alex Cox filmi Walker’ın konusu 1850’lerde geçmesine rağmen, filmin çekildiği yıllarda Nikaragua’da yaşanan benzer olaylara dikkat çekmek için bilerek anakronizme başvurulmuştu. Acid Western türündeki bu filmde,1850’lerin dekorunda zaman zaman görüntüye o yıllarda olmaması gereken bazı markaların ürünleri girmişti. 1999 Türkiye yapımı tarihsel parodi filmi Kahpe Bizans’ta taraflar bir kalenin burcunda kılıçlarla kıyasıya bir mücadele içindeyken, üzerlerinden uçak geçer. Oysa uçak, Doğu Roma’nın çöküşünden yüzlerce yıl sonra icat edilmişti.
TELEVİZYONDA ANAKRONİZM
Televizyon dizisi Muhteşem Yüzyıl’da olaylar 1520 ile 1566 yılları arasında geçmesine rağmen, çok daha sonraki yıllara ait nesneler ve coğrafi adlara yer verilmişti. Örneğin, Pargalı İbrahim Paşa birçok sahnede masa başında çalışırken gösterildi. Oysa Osmanlı Sarayı’na masanın girmesi Abdülmecid’in (1823-1861) saltanatına rastlıyor. Sarayın mutfağında aşçı yamağı domates doğrarken gösterildi. Oysa anavatanı Güney ve Orta Amerika olan bu meyve, Kristof Kolomb’un Amerika’yı keşfinden sonra Avrupa’da tanınmış ve yetiştirilmeye başladı. Domatesin Osmanlı topraklarına girişi ise 1835’ten sonradır. Kanuni Sultan Süleyman’ın Şehzade Mehmet’i ziyaret için gittiği Manisa Sarayı’nda, yerlerde parke olduğu görüldü. Oysa parke, ilk kez 1684’te, Versailles Sarayı’nda ortaya çıktı.
İlk yorum yapan siz olun