
Tarihin en eski zamanlarından beri, aynalar sadece yüzümüzü yansıtan araçlar değil… Birçok inanç sistemine, mitolojiye ve karanlık hikâyeye göre ruhların geçiş kapısı, cinlerin aynadaki sureti ve hatta başka boyutların penceresi olarak görülmüştür.
İslamî rivayetlerde gece vakti aynaya bakmanın mekruh sayılması, sadece bir ahlaki uyarı değildir. Bazı alimler bu durumun, insanın nefsini değil; bir vesvese varlığını görebileceği endişesine dayanır. Rivayetler, gece aynaya bakanların, kendisine benzeyen ama kendisi olmayan varlıklarla göz göze gelebileceğini söyler.
Geceleri aynalara yansıyan sadece ışık değildir. Karanlıkta açığa çıkan enerji frekansları, bazı okült teorilere göre, tıpkı bir radyo gibi, düşük titreşimli varlıklarla iletişimi mümkün kılar. Aynadaki yansımanın geceleri hafifçe kayması, gözün oyunu değil; bir geçit belirtisi olabilir.
Bazı kabalist metinlerde, aynaların cam değil, “bakır parlatılmış yüzeyler” ile yapılmasının tavsiye edilmesi boşuna değildir. Cam aynaların ruhları çağırdığına inanılırken, bakır yüzeyler onları yansıtmadan engellermiş.
Modern dönemde, akıllı telefonların ve bilgisayar ekranlarının da yeni nesil aynalar olduğuna dair teoriler yaygınlaşıyor. Çünkü kameralı cihazlar da tıpkı aynalar gibi, bir yansıma oluşturur. Bazı okült gruplar, gece aynaya bakarken kameraların devreye girdiğini ve başka varlıkların gözleriyle izlenebildiğimizi öne sürüyor.
Aynalar sadece cam değildir. Onlar, zamanın ve ruhun ince zarları gibidir. Ve bu zar, özellikle gece yarısı daha geçirgen hale gelir. Eğer bir gün gecenin bir vakti aynada göz göze geldiğin yansıman gülümserse… ve sen gülümsememişsen…
…işte o zaman koş. Ve bir daha ASLA aynaya bakma.
🪞 Aynadaki sır daha fazlasını fısıldıyor…
🎥 Bu videoda anlatılanlar, aynaya bakarken seni izleyen şeyi ifşa ediyor.
Gece tek başına izlemeyi dene… ama aynayı örtmeyi unutma.