
Eğer bu olayları yaşıyorsanız sizde de cinlerin çarpma belirtileri olabilir
Bu konuda Kadı Abdülcabbar el-Hemezani şöyle demiştir: “Cisimlerin şeffaflığına ve hava gibi olduklarına dair getirdiğimiz deliller sahihse, rüzgar ve esintinin elbisenin yırtığından bedenlerimize girdiği gibi, cinlerinde bedenlerimize girmeleri imkansız değildir. Bu cevherleri aynı çerçevede toplamaya götürmez. Çünkü onlar, ancak yerleşme yoluyla değil, yakınlık yoluyla bir araya gelirler. Şeffaf cismin kapların içine girdiği gibi onlar da bizim vücutlarımızın içine girerler.” Şeyhülistan İbn Teymine ise şunları söylemiştir: “Cinin insan bedenine girmesi, ehli sünnet imamlarının ittifakıyla sabittir. Bu, onu düşünüp araştıran kimse için, şahit olunan ve hissedilen bir şeydir. O saralının içine girer, onun bilmediği hatta kendisinin de bilmediği bir şekilde konuşur. Hatta bir deve vursa, öleceği şekilde vurur. Bunu saralı hissetmez. Yüce Allah “Şeytanın dokunup çarptığı kimse gibi …” buyurmaktadır.
CİNLER VÜCUDUN HANGİ NOKTALARINDAN ÇARPAR?
“Çarpan ruhların, çarptıkları başlıca üç nokta vardır: beynin kaidesi, saç örgüsünün güneş gören yerleri, tenasül organlarına hakim olduğu merkez.”
İnsanları çarpma nedenleri nelerdir?
“Erkek cinin insanlardan bir kadına, kadın cinin de insanlardan bir erkeğe aşık olması.
İnsanın, kaynar su dökmek, yüksek bir yerden üzerine düşmek gibi nedenlerle cine haksızlık etmesi, kötülük etmesi ve cinin sebepsiz yere insanı çarparak ona zulmetmesi. Cinler insanlardan ancak, şu dört halde hoşlanır: aşırı öfke, aşırı korku, nefsin aşırı isteklerini düşkünlüğü ve aşırı gaflet.”
CİN ÇARPMASININ BELİRTİLERİ NELERDİR?
Yine Vahid Addüsselam Bali’nin eserine göre cinin insanı çarpmasına diğer hastalıklar gibi kendine has belirtileri vardır.
Bu arazlar iki kısma ayrılır.
Uykuyla ilgili arazlar şunlardır:
Uyanıklık halindeki belirtiler:
CİNLERİN ÖMRÜ NE KADARDIR?
Cinler, dumansız ateşten yaratılmış varlıklar olduklarından, hız ve zaman onlar için söz konusu değil. Çok süratli hareket eden ve yaşayan varlıklar olduklarından dolayı, insanların zamanına göre hesap edilirse, tahmini 800 ila 1000 yıl arasında bir ömür yaşadıkları ortaya çıkar.
Hazreti Allah şöyle buyurmuştur: “Cine gelince, onu da kavurucu ateşten yarattık.”
Biz insanlar çamurdan yaratılmış varlıklarız. Cinler ise dumansız ateşten yaratılmıştır ve bu yüzden ömürleri de ateştir. Ateşten çok korkarlar ve yanarak ölürler. Tabii ki kimin ne kadar yaşacağını, ömrünün süresini Hazreti Allah bilmektedir. Bizler sadece ortalama bir yıl verebiliriz.
DÜNYA ÜZERİNDEKİ CİNLERİN SAYILARI NE KADARDIR?
Cinlerin yeryüzündeki sayılarına gelince, yine tahmini olarak söylüyorum, dünyada beş milyar insan varsa, cinler altı yedi milyardır. Bazı insanlar cinlerin insanlardan üstün olduklarını, en güçlü varlık olduklarını sanırlar, bu asla doğru değildir. Çünkü en mükemmel varlık insandır. Lakin cinlerin de alim olanları var. Bu ilim ehli olan cinler tabii ki cahil insanlardan üstünlerdir.
CİNLER NASIL YAŞAR?
İnsanlar gibi yaşarlar. Cinlerin birçok türü vardır. Cinleri üç türe ayırabiliriz. Kimisinin kanatları vardır, havada uçarlar. Kimisi yılan ve akrep şeklindedir. Ve değişik hayvan şekillerine girebilirler. Bir başka şekli ise değişik yerlerde yaşamayı seven insanların içerisinde yerleşip hayat sürerler.
Cinler ekseriyetle insanların bulunmadığı yerleri tercih ederler. Şeytani cinler kasvetli, pis, rutubetli, çöplük ve derecelerde, dağlık olan yerlerde yaşamayı severler.
Genel olarak cin toplumları insanlarla fazla iç içe olmayı istemezler, ama bugün insanlar dağları, tepeleri, bağırları doldurmuş durumdadır. Bundan dolayı cinlerle insanlar iç içe yaşar duruma geldiler. Bununla beraber temiz ortamda yaşayan cinler de var. Bu daha çok cin topluluklarının kültürleriyle ilgilidir. Pisi de vardır temizi de. Eskiden cinlerin rahatsız etmiş olduğu insan sayısı bugünkü kadar fazla değildi. Bugün şeytani cinlerin rahatsız etmiş olduğu insan sayısı oldukça fazladır. Cinlerin de mezarları vardır. Hatta mezarlıklarda bulunmayı çok sever ve özellikle oraları mekan edinirler.