İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Yazıların kategorisi: “Vay be!”

Vay be! dedirtecek hikayeler konular tezler

Miras

Zengin bir köy ağası vefat eder. Vasiyeti açılır. Mallarının yarısını(1/2) büyük oğluna, dörtte birini(1/4) ortanca oğluna ve beşte birini(1/5) küçük oğluna bırakmıştır.

Kimin parası daha değerli?

Olay, henüz döviz kurlarının uygulanmadığı yıllarda ABD-Kanada sınırındaki bir şehirde geçmektedir: ABD ve Kanada malum ki para birimi olarak ‘dolar’ kullanmaktadırlar. Yalnız her iki ülke de kendi paralarının daha değerli olduğunu iddia etmektedirler. Şöyle ki Kanadalılara göre:

1 ABD Doları= 90 Kanada Centi, Amerikalılara göre ise :
1 Kanada Doları= 90 ABD Centi.

İlginç Tez

ABD”de Massachusetts Institute of Technology” de okuyan bir ögrencinin tanık olduğu bu öykü, bir tez çalışmasının nelere yol açacağını göstermesi açısından ilginç bir örnek oluşturuyor: Bir lisansüstü öğrencisi bir yaz mevsimi süresince her gün üzerine siyah-beyaz çizgili bir tişört giyerek

Kral ve Soytarı

Çok büyük ama aptal bir kral, sert zeminin ayağını acıttığını söyleyip tüm krallığın sığır derisiyle kaplanmasını emretti.
Ancak sarayın soytarısı bu fikre kahkahalarla güldü; o bilge bir adamdı!...

Gül yaprağı

Uzakdoğu’da bir budist tapınağı, bilgeliğin gizlerini aramak için gelenleri kabul ediyordu. Burada geçerli olan incelik, anlatmak istediklerini konuşmadan açıklayabilmekti.
Bir gün tapınağın kapısına bir yabancı geldi. Yabancı, kapıda öylece durdu ve bekledi. Burada sezgisel buluşmaya inanılıyordu, o yüzden kapıda herhangi bir tokmak veya çan, zil yoktu. Bir süre sonra kapı açıldı. İçerideki budist rahip, kapıda duran yabancıya baktı. Bir selamlaşmadan sonra sözsüz konuşmaları başladı.

1000 Misket teorisi nedir?

Genc adam yoğun iş temposundan iyice bunalmıştı. Vakit akşama yaklaşıyordu ama mesai kavramına çok yabancı oldugu icin evine ne zaman gidecegi belli değildi. Basını iki elinin arasina aldı gözlerini sıkıca kapadı. Çok para kazanıyordu. Yoneticiydi bircok insanın imrenerek baktıgı bir konumdaydı. Ama yaşadıgı hayatı hayat olarak görmüyordu. “Bu ne bicim hayat böyle!” diye söylendi kendi kendine Hafta sonlarında dahi evine gidemiyordu. Toplantılar iş seyahatleri yazısmalar ve koşuşturmacayla