
Arap ordularının 7. ve 8. yüzyıllarda Orta Asya’ya yaptıkları seferler, İslam’ın yayılışı açısından önemli bir dönemi temsil eder. Bu seferler sırasında, Arap komutanlar Haccac-ı Zalim (Haccac bin Yusuf), Kuteybe bin Müslim ve Abdurrahman gibi isimler öne çıkar. Bu komutanlar, askeri yetenekleri ve stratejik zekalarıyla bilinirken, aynı zamanda katı yönetim tarzları ve kan dökücü yöntemleriyle de tanınırlar. Türk kavimleriyle olan çatışmaları, bu dönemin en çetin mücadelelerinden bazılarıdır.
Haccac-ı Zalim, Emevi Halifesi Abdülmelik bin Mervan döneminde önemli bir figürdü. İslam ordularının doğuya doğru genişlemesinde büyük rol oynadı. Haccac’ın sert yönetim tarzı ve acımasız yöntemleri, ona “Zalim” lakabını kazandırmıştır. Irak valisi olarak atandığında, bölgedeki isyanları bastırmış ve Arap ordularının disiplini ile askeri gücünü artırmıştır. Haccac, özellikle Zeyd bin Ali’nin isyanını bastırırken büyük katliamlara imza atmıştır. Haccac, Türklerle doğrudan karşılaşmasa da, onun yönlendirmesi ve organizasyonuyla birçok sefer düzenlenmiştir.

Kuteybe bin Müslim, Haccac bin Yusuf tarafından Horasan valisi olarak atanmış ve Orta Asya’ya yapılan seferleri yönetmiştir. Kuteybe, özellikle Maveraünnehir bölgesinde (bugünkü Özbekistan ve çevresi) büyük zaferler elde etmiştir. Buhara, Semerkant ve diğer önemli şehirleri ele geçirmiştir. Kuteybe’nin askeri başarıları, bölgedeki Türk kavimlerine karşı şiddetli savaşlar içerir. Kuteybe, şehirlerin alınması sırasında büyük katliamlar yapmış ve İslam’ın yayılmasını hızlandırmak için zorla din değişimlerini dayatmıştır.
Abdurrahman bin Müslim, Kuteybe’nin ölümünden sonra Orta Asya’daki İslam fetihlerine devam etmiştir. Kuteybe’nin bıraktığı yerden devam eden Abdurrahman, benzer şekilde sert askeri taktikler kullanmış ve bölgedeki direnişi kırmak için büyük çaba sarf etmiştir. Onun dönemi de, Türk kavimlerinin yoğun direnişiyle karşılaşmış ve uzun süreli çatışmalar yaşanmıştır.
Arap orduları, Türk kavimlerine karşı hızlı ve etkin başarılar elde edememiştir. Bunun birkaç nedeni vardır:
Arap ordularının Orta Asya’ya yönelik fetihleri, Haccac-ı Zalim, Kuteybe bin Müslim ve Abdurrahman gibi komutanlar tarafından yönetilmiş ve büyük kan dökülmüştür. Ancak, Türk kavimlerinin askeri yetenekleri, güçlü devlet yapıları ve dini çeşitlilikleri, bu fetihlerin hızını ve etkinliğini önemli ölçüde sınırlamıştır. Bu dönem, Türk-Arap ilişkilerinde kritik bir öneme sahip olup, İslam’ın Orta Asya’da yayılmasının zorlu bir süreç olduğunu göstermektedir.