Japonya’da uzun süren bir kıtlık döneminde sofradan bir boğaz eksilmesi için yetmiş yaşına gelen yaşlı kadın ve erkekler Narayama Dağına götürülüp ölüme terkedilirmiş.
Narayama Türküsü adı verilen bu sert ve acımasız töre yüzyıllarca hikaye şeklinde kulaktan kulağa aktarıldıktan sonra 1956 yılında Japon yazar Shichiro Fukazawa tarafından Narayama Bushiko adıyla romana konu edildi. Roman 1958 ve 1983 yıllarında iki ayrı filme konu oldu.
Hikayeye göre Japonyada uzun süren bir kıtlık dönemi yaşanır. Bu kıtlık dönemi öyle uzun süreli ve zor bir kıtlık dönemi imiş ki herkes birbirinin yediği lokmaları sayar olmuş.
Her köy ve şehir kendine göre kıtlıkla mücadele ederken Narayama Dağı civarında ki Obasuta köyünde insanlar topluca karar alarak yetmiş yaşına gelen yaşlı kadın ve erkekleri Narayama Dağında ölüme terketme töresi başlatırlar.
Üretme gücü kalmamış yaşlıların gençlerin besinlerine ortak olmamasını ve gençlerin hayatta kalmasını sağlayacaklarını düşünürler.
Narayama Türküsüne konu olan hikayenin kahramanı Orin Anadır. Orin Ana 69 yaşına gelmiştir. Dağa ölüme terkedilmesine kısa bir süre kalmıştır. Ama sağlam, üretken, anlayışlı bir kadındır. Ölüme terkedilmeden önce çocuklarının eksiklerini tamamlayıp gözü arkada kalmadan ölüme terkedilmeye hazırlık yapar.
Bu töreye bazı yaşlılar karşı çıkar, bazı yaşlılar homurdanır söylenirmiş. Ama yine de Narayama Dağında ölüme terkedilmekten kurtulamaz imiş. Ama Orin ana zorluk çıkarmadan dağda ölüme terkedilmeye razıdır.
Orin yaşıtlarına kıyasla daha dinç ve hayata daha bağlı imiş. Hatta dişleri bile hala dökülmeden sağlam kalmış.
Torunu Kesakichi, çok yemek yediğini ima ederek büyükannenin sağlam dişleriyle ilgili sürekli laf dokundururmuş. Orin, ön dişlerini taşa vurarak kırıp gözünün gençlerin yiyeceklerinde olmadığını torunu kesakichi’ye gösterecek kadar cesurdur.
Orin’in Narayama Dağında ölüme terkedilmeden önce bitirmesi gereken işleri vardır. Dul kalmış büyük oğlunu yeniden evlendirmek, hiç yıkanmadığı için koktuğundan kimsenin evlenmek istemediği küçük oğluna burnu koku almayan bir eş bulmakla son günlerini tamamlar.
Önce dul kalan büyük oğlu Tatsuhei’yi yakın köyden dul bir kadınla evlendirir.
Hiç yıkanmadığı için kokan bu yüzden hiç bir kadının evlenmediği küçük oğluna burnu koku almayan bir kadın bularak onu da evlendirir. Artık Narayama Dağına ölüme huzur içerisinde gitmeye hazır olmuştur.
Orin’in günü tamam olunca büyük oğlu Tatsuhei annesi Orini sırtına alarak uzun bir yürüyüşün sonunda Narayama Dağına götürür. Narayama Dağınıın zirvesi ürkütücüdür. Etraf sayısız insan iskeleti ile doludur, her kayanın tepesinde leş yiyen kuşlar tünemiştir.
Oğul Tatsuhei Annesi Orin’i orada bırakıp, kural gereği arkasına bakmadan elem içinde geri dönerken birden kar yağmaya başlar. Oğul Tatsuhei annesinin şanslı olduğunu düşünür, çünkü siddetli soğuktan ölmesi uzun sürmeyecektir. Köye döndüğünde yeni eşi, 70 yaşına geldiklerinde onların da gideceği yerin orası olduğunu söyleyerek onu teselli eder.
İlk yorum yapan siz olun