Tersane havuzlarına gemi alınınca, havuzların suyu, makinelerle değil, gayet büyük bostan dolaplariyla boşaltılırdı. Havuzların yanıbaşında bulunan bu dolaplara da “Havuz dolabı” adı verilirdi ve dolaplara mandalar koşulurdu.
Bu Dolaplara önceden beri Kürt neferler nezaret ederdi, bunlara “Mandacı” , ağalarına da “Manda Ağası” denilirdi.
Türkiye’de zorunlu askerliğin kabulünden çok sonraları bile tersanede bu dolaplar ve mandalar kullanılmmaya devam etmiştir. Vatandaşlara zorunlu askerliğin kabulünden sonra, kurası tersaneye düşen kişilerden bedelle askerlik yapmak isteyenler için, para yerine “manda” ile ödeme kabul edilmişti; yâni askerliğini bahriyede yapacak olan bedelliler, kendi yerlerine havuz dolaplarına bir manda gönderirlerdi.
Sahibinin yerine hizmet müddetini dolduran mandaların boynuzları yaldızlanır, terhis kâğıtları da sıkalı kordonlarla boynuzlarının arasına asılır, sahibine merasimle teslim edilir,kasabasında, köyünde de, davul zurnalı bir merasimle karşılanırdı…
İlk yorum yapan siz olun