1940’ların sonlarında Rus araştırmacılar 5 insanı 15 gün boyunca tetikleyici gazlarla uyanık tuttular. Denekler 2. Dünya Savaşı’nda düşman olarak kabul edilmiş politik tutsaklardı. Oksijen seviyesinin dikkatlice kontrol edildiği odalarda kalıyorlardı. Kamera sistemleri kapatılmıştı, yani onları izleyebilmek için sadece mikrofonlar ve 5 inçlik kamara penceresine benzeyen gözlem camları vardı. Oda kitaplarla, yataksız karyolalarla, su ile, ayrıca 5’ine de 1 ay yetecek kadar yiyecekle doluydu.
irkilata
George Orwell – Hayvan Çiftliği Adlı Kitabından En Anlamlı Alıntılar ve Sözler
İnsan, üretmeden tüketen tek yaratıktır. Süt vermez, yumurta yumurtlamaz, sabanı çekecek gücü yoktur, tavşan yakalayacak kadar hızlı koşamaz. Gene de tüm hayvanların efendisidir. Hayvanları çalıştırır, karşılığında onlara açlıktan ölmeyecek kadar yiyecek verir vermez.
Jonathan Livingston – Martı Adlı Kitabından En Anlamlı Alıntılar ve Sözler
Gözünle gördüklerine sakın inanma. Görünenlerin hepsi sınırlıdır. Anlayarak bakmaya, bildiklerinin ötesine geçmeye çalış.
“Tek gerçek yasa, özgürlüğü sağlayan yasadır. Başka yasa yoktur.”
WordPerfect’in yardım hattında banda alınmış bir telefon konuşması. Bu konuşma sonrası yardım hattındaki eleman işinden kovuluyor. Kovulduktan sonra da şirketi kendisini “Gerekçesiz” isten çıkardığı için mahkemeye veriyor. İşte telefon konuşması :
– Yardım hattı, buyurun, nasıl yardımcı olabilirim?
– Bir sorunum var.
– Nasıl bir sorun?
Büyük gazetelerimizin birinde yönetici semineri veren uzman Türklerin dünyada en kötümser milletlerden biri olduğunu iddia etmiş. Peşinden küçük bir test yapmış. Bitişik sözcüklerden oluşan aşağıdaki cümleyi birkaç saniyeliğine gösterip yöneticilerden okumalarını istemiş:
Bir gün sormuşlar ermişlerden birine: “Sevginin sadece sözünü edenlerle, onu yaşayanlar arasında ne fark vardır?” Bakın göstereyim demiş, ermiş. Önce sevgiyi dilden gönüle indirememiş olanları çağırarak onlara bir sofra hazırlamış. Hepsi oturmuşlar yerlerine.
Derken tabaklar içinde sıcak çorbalar gelmiş ve arkasından da derviş kaşıkları denilen bir
Ünlü İtalyan sinema sanatçısı Vittorio de Sica bir TV röportajında anlatıyor : İtalya’ da Napoli’ nin kenar mahallelerinden birinde, bir Cafe-Bar da, espressolarimizi içiyoruz.İçeri giren müşterilerden biri, barmene “due caffee, uno sospeso” (iki kahve, biri askıda) diyor, iki kahve parası
Bill Gates Microsoft’un bir seminerinde bilgisayar sektöründeki gelişmenin hızını anlatmak için şöyle bir benzetme yapmış.
“Eğer Volkswagen firması son 25 yıl içinde bilgisayar sektörü kadar hızlı gelişmiş olsaydı bugün 500 dolara alacağımız arabalara 25 dolarlık
Eski zamanlarda bir kral, saraya gelen yolun üzerine
kocaman bir kaya koydurmuş, kendisi de pencereye oturmuştu. Bakalım neler olacak? Ülkenin en zengin tüccarları, en güçlü kervancıları, saray görevlileri birer birer geldiler, sabahtan öğlene kadar. Hepsi kayanın etrafından dolaşıp saraya girdiler. Pek çoğu kralı yüksek sesle eleştirdi.
Savaşın en kanlı günlerinden biri. Asker, en iyi arkadaşının az ileride kanlar içinde yere düştüğünü gördü. İnsanın başını bir saniye bile siperin üzerinde tutamayacağı ateş yağmuru altındaydılar. Asker
ABD’nin New York şehri,trafik yoğunluğu en çok olan dünyanın belli başlı metropollerinden biridir. İşte, New York’un bu oldukça hareketli günlerinin birinde şehrin 5. caddesinde yürüyen bir adama bir otomobil hafifçe çarptı. Bu istenmeyen kazada yayaya bir şey olmamıştı.
Zengin bir köy ağası vefat eder. Vasiyeti açılır. Mallarının yarısını(1/2) büyük oğluna, dörtte birini(1/4) ortanca oğluna ve beşte birini(1/5) küçük oğluna bırakmıştır.