On The Future (Gelecek üzerine) isimli son kitabında insan türünün geleceğinin tehdit altında olduğunu iddia eden İngiltere’nin en saygın astrofizikçilerden Martin Rees, insan beyninin elektronik cihazlara yüklenmesinin gerçekleşmesi durumunda pek çok felsefi sorunun bizi beklediğini söyledi.
Kitabında üzerinde durduğu yeni teknolojilerle ilgili NBC’nin sorularını yanıtlayan Rees, yeni teknolojilerin mahremiyet ve özgürlükle güvenlik arasında bir gerilimi ortaya çıkardığını savundu.
Kendisini hangi teknolojilerin daha fazla endişelendirdiğini, insan soyunun devamına ilişkin tespitlerini ve dünyanın, sonunda, “insan sonrası evrim” aşamasına gireceğini öngördüğünü aktardı.
Kitabında insanoğlunun önümüzdeki yüzyılda karşılaşabileceği varoluşsal tehditleri öngören Rees’e göre siber saldırılardan biyoteknolojideki gelişmelere, yapay zekadan, iklim değişikliğine kadar pek çok teknolojik hamle insanlığı dünya tarihinde kritik bir kavşağa ulaştırdı.
Yeni teknolojiler baş edebileceğimizden emin olamadığımız hızla ilerliyor
2003 yılında yazdığı Son Saatimiz (Our Final Hour) kitabında insanlığın 21’inci yüzyılda varlığını sürdürmesine yüzde 50 şans tanıyan Rees bugün biraz daha farklı düşünüyor.
Yeni teknolojilerin baş edebileceğimizden emin olmadığımız bir hızla ilerlediğini savunan Rees, küresel ısınma ve nüfus artışı karşısında gıda üretiminin yetersiz kalacak olması dışında bugün, yeni teknolojilerin olanca gösterişi ve cazibesine karşın bazı riskler içerdiği görüşünde:
“Örneğin biyoteknoloji, harika. Daha fazla gıda üretimi, sağlık alanında ilerlemeler, hastalıklarla mücadelede yeni imkanlar sunuyor ancak bir yandan da etik olarak kabul edilemeyecek bir yoldan, insan ve hayvanın doğasını değiştirebiliyor.
“Yeni teknolojiler mahremiyet ve özgürlükle güvenlik arasında gerilime yol açıyor”
Rees’i en çok endişelendiren gelişmeler ise siber teknoloji ve biyoteknoloji alanlarında.
“Siber teknoloji ve biyoteknoloji, sadece birkaç insanla uygulanabilir. Atom bombası yapmak gibi devasa tesisler gerektirmiyor. Bu büyük bir sorun çünkü kullanım koşullarını dünya genelinde belirlemek ve düzen altına almak çok zor.
Ayrıca bu riskleri minimize etmek zorunda kalmak beraberinde mahremiyet ve özgürlükle güvenlik arasında bir gerilime de işaret ediyor.”
“İnsan sonrası evrim yeni bir kavram”
“İnsan sonrası evrim temel olarak yeni, Darvinist doğal seleksiyondaki gibi olmayan bir evrim.
İnsandan çok daha gelişmiş türler tasarlayabileceğimiz bir seküler zeka yaratımı. Yeni türlerin yaratılmasında Darvinist evrim teorisinde öngörülen birkaç bin yüzyıldan ziyade sadece birkaç yüzyıl içinde olabilir bu.
Kilit soru yeni insan türünün organik zekayla buluşturulması, ete kemiğe bürünmesi ve elektronik olması. Bu olursa biz hala insan olarak değerlendirilebilecek miyiz?
İnsanlar günün birinde insan beynini elektronik cihazlara yükleyebileceğimizi düşünüyor. Soru şu: Bu gerçekten hala aynı insan mı olacak? Eğer beyninizin yüklenmiş olduğu söylendiğinde, ortadan kaldırılmaktan mutlu olacak mısınız? Ya da örneğin, pek çok kopyanız üretilirse ne düşneceksiniz kişiliğiniz, kimliğiniz ne olacak?
Bir soru da şuur meselesi. Bilinç. Çünkü biliyoruz ki bizi özel kılan sadece zeka gerektiren işleri yapabiliyor oluşumuz değil, ayrıca bilinçli oluşumuz. Hislere, duygulara sahip oluşumuz.”
İlk yorum yapan siz olun