“Acta Diurna”… Latince’den gelen bu ifade, kelime kelime çevrildiğinde “günlük olaylar” anlamına geliyor. Ancak Antik Roma’da bu iki kelime, bugünkü anlamda olmasa da, siyasi ve sosyal gelişmelerin nabzını tutan bir tür “duvar gazetesi”ni ifade ediyordu.
Tarihin ilk süreli yayınlarından biri olarak kabul edilen bu “Acta Diurna”nın, diğer adlarıyla “Acta Popidi” veya “Acta Publica”nın kökleri M.Ö. 59’lara kadar uzanıyor. Amaçları oldukça netti: Roma halkını, devlet işlerinden tutun da kamuoyunu ilgilendiren her türlü konuda bilgilendirmek. Bu “gazeteler”, o dönemin teknolojisiyle, yani taş veya metal levhalar üzerine kazınan ya da yazılan bilgilerle oluşturuluyor ve şehrin işlek noktalarına asılıyordu.
İmparatorluğun onayıyla, M.Ö. 27’den sonra “Acta Diurna” adeta modern gazetenin ilk kıvılcımı oldu. Roma vatandaşlarının günlük yaşamlarına dair, şehirde olup biten önemli olaylara dair güvenilir bir bilgi kaynağına ihtiyacı vardı. İşte tam bu noktada, o vizyoner lider Julius Caesar devreye girdi.
Caesar, halkın doğru ve güncel bilgilere ulaşması gerektiğine inanıyordu. Bu nedenle, o dönemde yıllık olayları kaydetmek için kullanılan “album” adı verilen günlük tutanaklarının kamu görevlileri tarafından düzenli olarak yayınlanmasını ve halkın kolayca görebileceği yerlere asılmasını emretti. İşte bu “günlük olaylar”ın duyurulması, kelimenin tam anlamıyla “Acta Diurna”nın doğuşunu simgeliyordu.
Zamanla “Acta Diurna”nın sayfalarında yer alan konular da zenginleşti. Başlangıçta daha çok resmi duyurulara odaklanılırken, zamanla askeri zaferlerden tahıl fiyatlarına kadar geniş bir yelpazede bilgi aktarılmaya başlandı.
Ancak “Acta Diurna” sadece resmi haberlerle sınırlı değildi. Önemli doğumlar, evlilikler, ölümler gibi dikkat çekici olaylar da bu “gazetelerde” yerini buluyordu. Hatta şehirdeki gladyatör dövüşleri ve diğer eğlenceler hakkında en taze bilgiler de yine buradan takip edilebiliyordu.
Dahası mı? “Acta Diurna”, Roma’nın sosyetesinin, zengin ve ünlü isimlerinin en son aşk dedikodularını fısıldayan özel bir köşeye bile sahipti!
M.Ö. 1. yüzyıla gelindiğinde, “Acta Diurna” artık sadece taş veya metal üzerine kazınmıyordu. Roma’da hızla yayılan bu “günlük gazeteler”, çoğunlukla papirüs üzerine yapılan sayısız kopya aracılığıyla imparatorluğun dört bir yanına ulaştırılıyordu. Tabii ki, halka açık yerlerdeki “ilan tahtalarındaki” yerini de koruyordu.
Bu ilginç “günlük gazeteler”, en az M.S. 235’e kadar, hatta belki de imparatorluk başkentinin M.S. 330’da Konstantinopolis’e taşınmasına kadar yayın hayatına devam etti.
Ne yazık ki, bu tarihi “gazetelerden” günümüze ulaşan hiçbir orijinal parça bulunmuyor. Ancak Tacitus ve Suetonius gibi dönemin önemli yazarlarının eserlerinde “Acta Diurna”ya dair kıymetli bilgiler yer alıyor. Bu da bize Antik Roma’nın ilk “manşetlerinin” ve o dönemin sosyal yaşamının ilginç bir penceresini aralıyor. Bu konudaki yorumlarınızda düşüncelerinizi belirtmenizi isteriz.