Carl Gustav Hempel tarafından ortaya atılan bu paradoks, kısaca şöyle özetlenebilir:
(1) Bütün kargalar siyahtır.
Katı bir mantıkla, İma Kuralları altında, bu beyan, şuna eşdeğerdir;
(2) Siyah olmayan her şey, karga değildir.
Eğer (2) doğruysa, (1) doğrudur, eğer (2) yanlışsa (bir dünyada siyah olmayan, ancak yine de karga olan bir şeyin var olduğunu hayal edersek), (1) de yanlıştır.
Elimizde bütün kargaların siyah olması gibi genel bir beyan varken, aynı beyan türündeki başka bir genel sınıftan bir gözlemlenebilir örneği, genel beyanı desteklemesi için düşünebiliriz. Örnek olarak;
(3) Bununla birlikte, benim evcil hayvan kargam, siyahtır.
Bu açıkça, bütün kargaların siyah olduğu hipotezini destekliyor.
Aynı süreç, beyan (2)’ye uygulandığında paradoks ortaya çıkıyor. Yeşil bir elmayı gördüğümüzde, şunu gözlemleyebiliriz:
(4) Bu yeşil (dolayısıyla siyah olmayan) şey bir elmadır (bu yüzden de karga değildir).
Aynı mantıkla, bu beyan, “(2) Siyah olmayan her şey, karga değildir.”‘in kanıtıdır. Ancak bu beyan, mantık olarak “(1) Bütün kargalar siyahtır.”‘ın denki olduğundan, yeşil elma görmenin, bütün kargaların siyah olduğunun kanıtı olduğunu öne sürmüş oluyor.
Bilimde sık sık kullanılan tümevarım mantığının (inductive logic) ne kadar karanlık yönlerinin olduğu, Hempel Paradoksu ile ortaya konmaktadır. (Hempel paradoksu, ABD Princeton Üniversitesi’nde felsefe Profesörü Carl G. Hempel tarafından 1937’de İsveç’te, “Theoria” dergisinde yayınlanmıştır.)
İlk yorum yapan siz olun