Nisan 18, 2024

İNSANLAR MI CİNLER Mİ ÜSTÜNDÜR?

-Doğrusunu Allah bilir- Işın benzeri vücut yapılarından kaynaklanan hızları, engelleri aşma özellikleri, uzun yaşamları ve insanların göremediklerini görme yetenekleriyle cinler insanlardan üstündürler. Ancak, yaratılmışların çoğuna üstün tutularak en güzel biçimde yaratılıp yeryüzününün halifesi kılındıkları için, mantık ve muhakeme başta olmak üzere genel nitelikleri itibarı ile, insanlar cinlerden üstündürler.Ne var ki insanların anarşi çıkarma ve kan dökme şeklindeki olumsuzlukları daha belirgindir. (Rahman 15, İsra 70,Tin 5, Bakara 30)

Cinler Gaybi Bilirler mi?

İslâm öncesinde gök yüzüne çıkıp meleklerden bilgi edinme girişimleri, Muhammed çağı ile birlikte koruyucu güçlü melekler ve delici alev türünden şihablarla engellenmiştir. (Cin 8-10) Bu konuda kabul edilebilir farklı bir yorum için Elmalılı’nı Hak dini’ne bakılabilir.)

Geleceği bildikleri varayımı ile değişik kültürlerde olduğu gibi İslâm öncesi Cahiliyet kültüründe de yüceltilerek Allah’a ortak koşulan cinler, (En’am 100) geleceği bilmedikleri gibi, tanık olup gözlemleyemedikleri olayları da bilmezler. Kur’ân bu gerçeği açıkça bildirmektedir. (Sebe’14) Bu anlamda gayb bilgisi Allah’a özgüdür. (Neml 65) Böylesine Allah’a has/özgü bilgileri cinlerle irtibatlandırmak, tanrısal nitelikler yakıştırarak cinleri Allah’a ortak koşmaktır. Bu da Cehennemlik bir suçtur/günahtır.

Cinlerden Güvenilir Bilgi Edinilebilir mi?

–İslâm bilginleri arasında ki farklı görüşler bir tarafa bırakılarak cinlerden bilgi edinmenin mümkün ve doğru olduğu kabul olunsa bile- cin çağırma seansları gibi duyulur/görülür ortamlardan dolaylı olarak edinilecek veya medyumlar,cinciler ve falcılar aracılığıyla sağlandığı ileri sürülecek uzak maziye ve geleceğeait bilgiler güvenilir değildir. Bu tür bilgilere dayanarak hayatımıza yön vermeye kalkışmak, onlara tapınma olarak vasıflandırılabilecek İslâm dışı bir ilkelliktir. Hz.Peygamberin diliyle ifade edersek Kur’ân’a inançsızlıktır; inkâra yuvarlanmaktır.-Allah şanın yüceltsin -Peygamberimiz şöyle buyurmaktadır:

“ Kâhine/gelecekten haber veren kişiye baş vurarak onun gelecekle ilgili sözlerini doğrulayan insan, Muhammed’e indirilen Kur’ân’a iman etmemiş/inkâr etmemiş olur.”(Tirmizî Taharet 10)

“… (Çünkü O sözler) cinlerin dostları olan kâhinlere vesvese vererek/fısıldayarak aktardırdıkları, onların da yüz yalan daha katarak gelecekle irtibatlandırdıkları sözlerdir.” (Buharî Tıp 46)

(Önemli Not. Ölümle bedenden ayrılan rûh, içinde yaşam sürdüğü kabir/berzah engeli sebebiyle istese de dünyamıza dönemez.(Müminûn 99-100) Dolayısıyla çağırma seanslarında gelen ruh değil, cindir.)

Cinler gelecek bir tarafa, yaşadıkları dönemin kendileriyle ilgili olaylarını bile bilemezler. Ancak cinlerin özel bir ilgiyle takip edebilecekleri yakın maziye yönelik bilgiler edinmeleri teorik olarak mümkündür. Ne var ki onlardan alınacak bilgiler, alan kişi için bir anlam taşısa bile, genel için bağlayıcı nitelik taşımaz, İslâm hukukuna göre geçerli de kabul edilmez.

Cinler İnsanlar Tarafindan Görülebilir mi?

İnsanlarca görülemeyecekleri içindir ki onlara “görülemez” anlamına cin denilmiştir. Ancak görülmez varlıklar olan Melekler ve şerlere odaklı cin kökenli Şeytanlar gibi cinler de insanları görebilirler. (İnfitar 10-12; Araf 27) Vücut yapılarımızdaki boyut farklılığı sebebiyle insanların onlarla üçüncü şahıslarca işitilebilir ve görülebilir şekilde bağlantı kurmaları genel olarak mümkün görülmemektedir. Ancak bu kural istisnalıdır. Zira onların peygamberler tarafından görüldüğü ve kendileriyle görüşüldüğü gerçektir.

Ayrıca doğruluklarından kuşku duyulamayacak şekilde yaşanan ve yaşanmakta olan olaylar, bir cin entrikası olduğu kuşkusuz olan rûh çağırma oturumları ve benzeri müşahedeye/gözleme dayalı hâdiseler ve etkileri, çok çok istisnaî olsa da insanlarla cinler arasında bir tür örtülü; belli-belirsiz ilişki kurulabileceğine işaret etmektedir.

(Not.Akrabamdan olan iki bayandan biri tesettürlü bir cin hanımefendi ile görüştüğünü, diğeri de düşmanca bakışlı bir cinni bir kaç defa gördüğünü ifade etmektedir. Âyetül-Kürsi’yi okumadan yattığım bazı geceler, yarı uykulu iken büyük bir ağırlık hâlinde ve nefes alamayacak şekilde üzerime çöktükleri ve okumaya başladığımda hemen uzaklaştıkları da benim yaşadığım gerçeklerdendir. Ayrıca bak. S.Nursi Mektubat 19.Mektup 14.İşaret 2.Şübe.)

Bu sebeple onların biz insanlar için mutlak gayb olduklar; akıl ve duyu organları yoluyla bilinemez oldukları ve öyle kalacakları İslâm adına iddia olunamaz. Zira şeytanlaşmış insanlar ve cinlerin birbirlerine aldatıcı güzel sözler fısıldayabildikleri, bu karşılıklı ilişkinin genelde cinlerin egemenliği ve saptırması şeklinde cereyan ettiği Kur’ân’ımızda bildirilmektedir.

En’am sûresinde öyle buyrulur:

”İnsanların ve cinlerin hepsini huzurunda topladğı Gün Allah şöyle der: Ey cinler topluluğu! Sizler insanlardan pek çok kimseyi baştan çıkardınız.Cinlerin insanlar arasındaki dostları da şöyle derler: Rabbimiz! Biz biribirimizden yararlanarak Senin bize takdir ettiğin ecelimize eriştik.Allah da şöyle buyurur: Sizin yeriniz ateştir…” (En’am 128)

Bir Cevap Yazın