Kristof Kolomb nasıl bilirsiniz? Amerika’nın kaşifi, keşifler çağını başlatan cesur öncü… Küçükken hep böyle okuduk değil mi? Kolomb modern çağda öyle yüceltilmiş birisidir ki adı devletlere, eyaletlere, şehirlere verilmiş, bütün dünyada, eğitim müfredatında modern çağın büyük kahramanlarından birisi olarak okutulmuştur.
İşte son bir kaç on yıldır yavaş yavaş bu bakış değişiyor. 12 Ekim tarihi artık birçok yerde Amerika’nın keşfi olarak değil sömürge çağının başlangıcı olarak anılıyor.
Kolomb biyografileri yayınlandıkça da ortaya bir kahramandan ziyade zalim bir açgözlü portresi ortaya çıkıyor.
İşte, çoğu Laurence Bergreen’in son biyografisi “Kolomb: Dört Yolculuk”tan derlenen, Kolomb ve mürettebatının Karayipler’de geçirdikleri süre boyunca uyguladıkları neredeyse hayal bile edilemeyecek zulümden derlenen birkaç özel vaka. Okurken gözlerinize inanamayacaksınız.
Kolomb Karayipli bir kadını kaçırdı ve onu bir adamına tecavüz etmesi için verdi.
Bergreen, Kolomb’un ikinci seferine katılan Michele de Cuneo’dan alıntı yapıyor (sayfa 143): “Teknedeyken Kolomb’un bana çok güzel bir kadın verdi. Onu kamarama götürdüm, çıplaktı. Onunla zevklerimi tatmin etmek için arzuyla doluydum. İsteksizdi ve bana tırnaklarını öyle geçirdi ki hiç başlamamış olmayı diledim. Sonra bir parça ip aldım ve onu sertçe kırbaçladım ve o, kulaklarınıza inanamayacağınız çığlıklar attı.”
Hispanyola’da, Kolomb ekibinin bir üyesi, yerlilere boyun eğdirmek için bir Kızılderilinin kulaklarını kesti.
2.000’den fazla Kızılderilinin saldırısından sonra, Kolomb bir astı olan Alonso de Ojeda’ya üç yerli lider getirme emri verdi halkın önünde başlarının kesilmesini emretti. Ojeda ayrıca adamlarına başka bir Kızılderiliyi yakalamalarını, onu köyünün ortasına getirmelerini emretti. Kızılderililerin bir nehirden geçerken İspanyollara yardımcı olmamalarının intikamı için “kulaklarını kesmelerini” istedi. (Bergreen, 170-171)
Kolomb, Hispanyola’da binden fazla insanı kaçırdı ve köleleştirdi
Cuneo’ya göre Kolomb, 1500 kadın ve erkeğin yakalanmasını istedi, 400’ün gitmesine izin verdi. Kalan 500’ünün İspanya’ya gönderilmesini ve 600’ünün de adada kalan İspanyol erkekler tarafından köleleştirilmesini emretti. İspanya’ya gönderilen 500 kişiden yaklaşık 200’ü yolculuk sırasında öldü ve İspanyollar tarafından Atlantik’e atıldı. (Bergreen, 196-197)
Kolomb, Kızılderilileri ölüm tehdidiyle kendisi için altın toplamaya zorladı.
Kolomb, 14 yaşın üzerindeki her yerliyi ölümle tehdit ederek kendisine altın vermeye zorladı. Altının fazla olmadığı bölgelerde yaşayanların altın yerine pamuk vermelerine izin verildi. Vergi verenler “boyunlarına takmaları için, dayanılmaz bir utanç sembolü haline gelen damgalı bir bakır veya pirinç jeton” takmaya zorlandı. (Bergreen, 203)
Yaklaşık 50.000 Yerli, İspanyollara boyun eğmek yerine toplu intihar etti.
Bergreen açıklıyor, sayfa 204: Kızılderililer işgalcilerin yiyecek bulamaması için ekmek depolarını yok etti. Kayalıklardan atladılar, kendilerini köklerle zehirlediler ve açlıktan ölmeye başladılar. Kızılderililer, artık tarlalarına, hastalarına, çocuklarına ve yaşlılarına bakamıyorlardı. Hıristiyanlar tarafından öldürülmekten veya esir edilmekten kaçmak; topraklarını, tarlalarını, bahçelerini, kumsallarını, ormanlarını, kadınlarını onlara vermemek için topluca intihar etmeye başladılar.
Kolomb’un ilk yolculuğundan 56 yıl sonra Hispanyola’da 300.000 Yerliden sadece 500 kişi kaldı.
500 yıl öncesinin nüfus rakamlarınu kesin olarak bilmek zor, ancak Bergreen 1492’de Hispanyola’da yaklaşık 300.000 kişi olduğunu tahmin etmektedir. 1494 ile 1496 arasında, yarısı toplu intihar nedeniyle 100.000 kişi öldü. 1508’de nüfus 60.000’e düştü. 1548’de sadece 500 olduğu tahmin ediliyordu. Anlaşılır bir şekilde, bazı yerliler İspanyol birliklerinden kaçınmak için dağlara kaçtılar, Kolomb’un adamları tarafından üzerlerine köpekler gönderildi. (Bergreen, 205)
Yeni Dünya’daki İspanyollar da Kolomb’dan çok çekti.
Bartolomé de Las Casas, Kolomb’un işlediği suçların başlıca kronikçilerinden birisi. Antonio Lara Caribs ve Taino Kızılderililerine karşı işlediği suçlarla kıyaslandığında soluk olsa da, Kolomb’un İspanyol yerleşimciler üzerindeki yönetimi de çok acımasızdı.
En az bir düzine İspanyol’a gıda karşılığı altın ticareti yaptıkları için “Herkesin içinde boynundan ve ayaklarından bağlanarak kırbaçlanma cezası verdi.”
“Amiral ve kardeşleri hakkında kötü konuştuğu” için bir kadının dilinin kesilmesini emretti.
Başka bir kadın, yanlışlıkla hamile olduğunu iddia ettiği için ceza olarak “soyuldu ve bir eşeğin sırtına … kırbaçlanacak şekilde yerleştirildi.” “İspanyolların ekmek çalmaktan asılmasını emretti” (Bergreen, 315-316).
Bergreen devam ediyor: Hatta kırbaçlanan, kelepçelenen ve adadan sürülen bir suçlunun kişinin kulaklarının ve burnunun kesilmesini emretti. Balık çalan bir çocuğun elini çiviletti. Küçük ihlaller için kırbaçlamalar endişe verici bir sıklıkta meydana geldi. Kolomb, bir kişiye koyun çaldığı için onu öldürecek yüz kırbaç ceza ve olay hakkında yalan söylediği için bir yüz kırbaç ceza emretti.
Juan Moreno adlı şanssız bir adam, Kolomb’un kilerine yetecek kadar yiyecek bulamadığı için yüz kırbaç aldı.
Sonunda şikayetler sonucu Kolomb gelen İspanya’dan gönderilen Vali tarafından görevinden alındı, zincirlenerek ülkeye geri gönderildi de yerleşimciler bir nefes alabildi.
Kolomb yönetimindeki yerleşimciler 9 ve 10 yaşındaki kızları seks kölesi olarak sattı
Bunu, İspanyol kraliçesinin arkadaşı Doña Juana de la Torre’ye yazdığı bir mektupta itiraf etti: “Kız aramak için dolaşan pek çok satıcı var; artık dokuzdan ona yaşına kadar olanlara talep var ve bu yaşlar için yüksek bedeller ödeniyor. “
İspanyollar onları çözme zahmetine girmemek için kölelerin kafalarını kestiler
Tarihçi Benjamin Keen, birçok kaynağın doğruladığını söylüyor: “İspanyollar, onları çözmek için durmak zorunda kalmasınlar diye boynundan zincirlenmiş yorgun Hintli taşıyıcıların kafalarını kestiler.” (Kaynak: vox.com)
İlk yorum yapan siz olun