SİMYACI Kitabından En Anlamlı Alıntılar ve Sözler
Seni seviyorum, çünkü bütün evren sana ulaşmam için işbirliği yaptı.
“Geçmiş ve gelecek yoktur, yalnızca sonsuz bir Şimdi vardır. “
” Bir şeyi gerçekten istersen ,”demişti yaşlı adam ona, ”onu gerçekleştirmeni sağlamak için bütün evren işbirliği yapar. ”
Çünkü kalbiniz her neredeyse, hazinenizi bulacağınız yer orasıdır.
İnsanlar bir yığın acayip şeyler söylüyorlar. Bazen, koyunlarla birlikte yaşamak çok daha iyi, konuşmaz koyunlar, yiyecek ve su aramaktan başka bir şey yapmazlar. Ya da kitaplar, dinlemek isterseniz size ilginç öyküler anlatır kitaplar. Ama insanlarla konuşurken durum başka, öylesine tuhaf şeyler söylerler ki, konuşmayı nasıl sürdüreceğinizi bilemezsiniz.
Bir düşü gerçekleştirme olasılığı yaşamı ilginçleştiriyor.
En iyisini sonraya saklamayın. Yarının ne getireceğini bilemezsiniz.
Bizi görmek istedikleri gibi değilsek canları sıkılır. Çünkü herkes bizim nasıl yaşamamız gerektiğini elifi elifine bildiğine inanır!
Benim yalnızca şimdim var ve beni sadece o ilgilendirir… Her zaman şimdide yaşamayı başarabilirsen, mutlu bir insan olursun…
Kitaplar, dinlemek isterseniz size ilginç öyküler anlatır. Ama insanlarla konuşurken öylesine tuhaf şeyler söylerler ki…
Gözler ruhun gücünü gösterirler…
“Seni seviyorum, çünkü…” “Hiçbir şey söyleme,” diye sözünü kesti. “İnsan sevdiği için sever. Aşk’ın hiçbir gerekçesi yoktur.”
Delikanlı ülkesinde söylenen eski bir atasözünü anımsadı: ” En karanlık an, şafak sökmeden önceki andır. ”
“Hayat yaşadığın andan ibarettir”
“Arkanda bıraktığın şeyleri düşünme,”
Kız için bütün günler birbirinin aynıydı ve bütün günler birbirine benzediği zaman da insanlar, güneş gökyüzünde hareket ettikçe, hayatlarında karşılarına çıkan iyi şeylerin farkına varamaz olurlar.
Kötülük insanın ağzına girende değil, oradan çıkandadır.
“Sen öleceksin” diye yanıtladı Simyacı. “Ben rüzgara dönüşmeyi biliyorum.”
Sadece güneşli günlerde yürürseniz, hedefinize asla varamazsınız.
Dünya gerçeklerine oldukları gibi değil de olmalarını istediğim gibi bakıyorum.
Her şeyi basitleştirmek gibi bir saplantınız var.
“-Neden yüreğimi dinlemek zorundayım? – Çünkü onu susturmayı hiçbir zaman başaramazsın!”
” Bir yanlışı tekrar ediyorsan , artık o bir yanlış değil, karardır …. ”
Ne yapacağım? Daha katı olacağım ve bir insan bana ihanet ettiği için de artık kimseye güvenmeyeceğim.
Bir daha asla düşlere inanmamaya karar vermişti.
Sen kim oluyorsun da Tanrı’nın yazdığı yazgıyı değiştirmeye kalkışıyorsun?
“Umutsuzluğa teslim olma’, dedi Simyacı alabildiğine tuhaf, yumuşak bir sesle. ‘Yoksa, yüreğinle konuşmana engel olur.”
“Yüreğim acı çekmekten korkuyor,” dedi Simyacı’ya, aysız gökyüzüne bakarlarken.
…paranın büyülü bir gücü olduğunu biliyordu: Parası olan insan hiçbir zaman tamamen yalnız değildir.
İnsanlar resimlerin ve sözcüklerin büyüsüne kapılıp sonunda Evren’in Dili’ni unuturlar.
Bazen işi oluruna bırakmak, ilişmemek daha iyidir.
“Şimdi eskiden bilmediğim bir şeyi biliyorum: Değeri bilinmeyen her lütuf felakete dönüşüyor.”
İnsanlar her zaman aynı insanları görürse, bunları yaşamının bir parçası saymaya başlar.
Kimse bilinmezden korkmamalı, çünkü herkes istediği ve ihtiyaç duyduğu şeyi ele geçirebilir.
“Her kim olursan ol ya da ne yaparsan yap, bir şeyi gerçekten arzu ettiğinde, bu arzu evrenin ruhunda belirir. İşte senin yaşam amacında budur.”
“Ve bütün dünyayı kucaklayamayacak kadar küçük biri olduğum için,sahip olduğum az bir şeyi her zaman korumaya çalışacağım.”
Kendi yüreğini dinle. Yüreğin her şeyi bilir, çünkü Evrenin Ruhu’ndan gelmektedir ve bir gün oraya geri dönecektir.
Bir daha asla düşlere inanmamaya karar vermişti.
Ben, ülkesinin atasözlerine inanan yaşlı ve boş inançlı bir Arap’ım: ‘Bir kere olan bir daha asla tekrarlanmaz. Amma ve lakin iki kere olan mutlaka üçüncü defa da olacaktır.”
Burada her milletten insan var ve bu insanların yüreğinde türlü çeşitli tanrı var.
İster bir maden,ister bir bitki,ister bir hayvan yada düşünce olsun,yeryüzünde bulunan her şeyin bir ruhu vardı,
“Henüz sahip olmadığın bir şeyi vaat ederek gidecek olursan,onu ele geçirme arzunu yitirirsin.”
“Senin de söylediğin gibi, Tanrım. Ama bazen bir ihtiyar kral da kendisiyle gururlanmak gereksinimi duyabilir.”
Bu anı,geçmişin dersleri ve geleceğin düşleriyle birlikte yaşamaya çalışıyordu.
Yaşayacaksın ve İnsanın bu kadar budala olmaya hakkı olmadığını da öğreneceksin.
‘Tanrı koyunları böylesine iyi güdüyorsa, bir insanı da güdecektir’
Ağladı. Tanrı adil olmadığı için, kendi düşlerine inanan insanları bu şekilde ödüllenirdiği için ağladı.
Ana babası, onun din adamı olmasını istemişlerdi; tıpkı koyunları gibi, yalnızca su ve yiyecek için çalışan yoksul bir köylü ailesi için gurur kaynağıydı böyle bir şey..
Bir gün kalkacaksınız ve hep hayal ettiğiniz şeyleri yapmaya vakit kalmamış olacak. Şimdi tam zamanı. Harekete geçin.
Öleceksen para ne işe yarar ? Para’nın insanı ölümden kurtardığı pek az görülmüştür böyle demişti Simyacı…
İlk yorum yapan siz olun