Necdet Elmas.
Tarih: 7 Temmuz 1961.
İstanbul, Çemberlitaş’taki Buğday Bankası Şubesi.
Kapıdan içeri, elinde sten marka bir silahla şık giyimli genç bir adam girdi. Vezneye doğru ilerledi, cebinden çıkardığı torbayı memura uzattı. Çekmecedeki 2.900 lirayı bir çırpıda aldı ve dışarı çıktı.
Kapıda durdu, havaya bir el ateş etti. “Peşime düşeni vururum,” dedi.
1959 model kuyruklu siyah Chevrolet’sine bindi, gözden kayboldu.
Hepsi sadece 4 dakikada olup bitmişti.
Tanıklar dondu kaldı. O an Türkiye’de bir ilk yaşanıyordu:
İlk banka soygunu.
Ve bu efsane soygunun kahramanı, adı sonradan bir fenomene dönüşecek olan adamdı: Necdet Elmas.
Sadece birkaç gün sonra, bu kez Çatalca’da bir benzin istasyonu soyuldu. Yöntem aynı, adam aynı.
Simsiyah güneş gözlükleri, jilet gibi takım elbisesiyle sanki Ayhan Işık’ın ikizi gibiydi.

Bir ay geçti.
Tarih: 18 Ağustos 1961.
Bu defa Kazlıçeşme’deki İş Bankası Şubesi.
Yüzünde kadın çorabı, elinde yine sten silahıyla içeri girdi.
“Bu bir soygundur. Kıpırdayanı vururum!” dedi.
Genç bir işçi, elindeki 480 lirayı korumaya çalışarak “Abi benim paramı alma,” diye fısıldadı.
Necdet sordu: “Sen kimsin oğlum?”
“İşçiyim,” dedi çocuk.
Ve o efsane cümle duyuldu:
“Biz işçinin parasını almayız oğlum. Sok onu cebine.”
165.850 lirayı aldı.
Yine havaya ateş etti, gözcüsüyle birlikte arabaya atladı ve uzaklaştı.
Bu artık bir suç değil, bir gösteriye dönüşüyordu.
Artık polis de, jandarma da onun peşindeydi.
Kalamış’ta kıstırıldığında arabasını ateşe verdi. Kaosu fırsat bilip ortadan kayboldu.
Bir yandan da gazetelere “The Gangbuster of İstanbul” imzasıyla mektuplar yolluyor, yaptığı soygunları anlatıyor, hatta sıradakini haber veriyordu.
“Bu polisler boşuna maaş alıyor,” diyordu. “Hepsini kovmak lazım!”
Gazeteler manşetten veriyordu. Cumhuriyet onun için özel ekip kurmuştu.
Polisler, subaylar, hatta devlet büyükleri bile bu adamdan bahsediyordu.
Cumhurbaşkanı Cemal Gürsel’in bile “Gerekirse bu adam için bir ihtilal daha yaparız,” dediği rivayet edilir.
İstanbul gibi o zamanlar küçük bir şehirde 700 polis onun peşindeydi ama kimse yakalayamıyordu.
Dönemin jipleri 60 km hız yaparken onun Chevrolet’si 120 km’yle uçuyordu.
Bir Robin Hood, bir şehir efsanesi olmuştu.

Hakkında 100 bin lira ödül konduğunda işler ciddileşti.
Bu para o günün şartlarında Boğaz’da yalı aldırırdı.
Darıca’da bir tanıdığının evine sığındı. İlk gün ev sahibi harika ev sahipliği yaptı, ikinci gün ise paraya yenik düştü: İhbar etti.
Ev asker ve polisle sarıldığında Necdet Elmas, binbaşıdan izin alarak tıraş oldu, yepyeni takım elbisesini giydi ve teslim oldu.
Mahkemeye çıktı, 20 yıl hapis cezası aldı.
Ama hâlâ centilmen, hâlâ karizmatikti.
Kadınlara göz kırpıyor, on yıl sonrasına Boğaz’da yemek randevuları veriyordu.

Peki kimdi bu adam?
12 yaşında evden kaçmış, tek başına liseyi bitirmiş, Hukuk Fakültesi’ne girmiş ama fakirlik yakasını bırakmamıştı.
Evlenmişti, üç oğlu olmuştu.
Ama büyük oğlu, onun hapiste olduğu bir dönemde yoksulluktan ölmüştü.
İşte o zaman yemin etti.
Zengin olacaktı.
Oğullarını Avrupa’da okutacaktı.
Fakirlerin umudu olacaktı.
Zenginden alacak, yoksula verecekti.
Kendi Robin Hood’unu kendi yaratacaktı.
Hukuk bilgisi yüksekti.
Konuşması düzgündü, hitabeti kuvvetliydi.
Cezaevinde herkes ona ya “Necdet Bey” ya da “Ağabey” diyordu.
Bahçeye havuz bile yaptırdı.
Kütüphane kurdu, okuma yazma bilmeyenlere öğretmenlik yaptı.
Konferanslar verdi, barış elçiliği yaptı.
Ve mahkemede o unutulmaz sözleriyle tarihe geçti:
“Suç bir kir ise, cezası banyodur, temizliktir.
Ben kirlendim, temizliğe hazırım.
Ancak aşırı temizlik, sağlığa zarar verebilir.
Sizlerin kararına razıyım.
Muhterem heyeti incittiysem, ruh halime veriniz…”
1974 affıyla serbest kaldı.
Bir süre İstanbul’da yaşadı, sonra Konya Ereğli’ye döndü.
Ve 15 Ocak 2017’de Antalya’da hayata veda etti.
Ama Necdet Elmas hâlâ yaşıyor.
O, adaletsizliğe başkaldıranların, zarafeti suçla harmanlayanların,
şehir efsanelerinin en karizmatiklerinden biri olarak…
Bizim Robin Hood’umuz.
Bizim dublör Ayhan Işık’ımız.
Bizim efsanemiz.
Necdet Elmas.
aramalarım sonunda buraya geldim ve kesinlikle işime yarayan bir makale oldu. teşekkür ederim
Çok yararlı bi yazı olmuş hocam teşekkür ederim .Sizin yazılarınızı beğenerek okuyorum elinize sağlık.